Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Brüksel’deki Birinci Nükleer Güç Zirvesi’nde; “Akkuyu Nükleer Güç Santrali bizim öncü projemizdir. Büsbütün faaliyete geçtiğinde, elektrik gereksinimimizin yüzde 10’unu karşılayacak. Hedefimiz, küçük modüler reaktörlerin yanı sıra ek konvansiyonel tesisler de inşa ederek bu seviyeyi yükseltmektir. Bu alandaki birinci adımlarını atan bir ülke olarak, Ajans ile işbirliği içinde en yüksek milletlerarası güvenlik standartlarını uyguluyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milletlerarası Atom Gücü Ajansı (UAEA) ve Belçika hükümetinin mesken sahipliğinde Brüksel’de düzenlenen Birinci Nükleer Güç Zirvesi’nde katıldı. Fidan, Zirve’nin Devlet ve Hükümet Liderleri Oturumu’nda konuştu. Fidan konuşmasında şunları kaydetti:
“Zirve, sivil nükleer gücün geleceği açısından bir dönüm noktası teşkil ediyor. Burada sivil nükleer gücün, güç güvenliği ve iklim değişikliğiyle çabadaki rolünü tasdik ediyoruz.
Türkiye, halihazırda savlı bir pak güce geçiş gündemiyle sağlam bir güç rotası ve kaynak çeşitlendirme stratejisi uyguluyor. Süratle büyüyen bir endüstriyel iktisat olarak, yeni güç tedarik programlarını uygulamaya koymak zorunda kaldık. Münasebetiyle, sivil nükleer alana adım attık. Akkuyu Nükleer Güç Santrali bizim öncü projemizdir. Büsbütün faaliyete geçtiğinde, elektrik gereksinimimizin yüzde 10’unu karşılayacak. Gayemiz, küçük modüler reaktörlerin yanı sıra ek konvansiyonel tesisler de inşa ederek bu seviyeyi yükseltmektir. Bu alandaki birinci adımlarını atan bir ülke olarak, Ajans ile işbirliği içinde en yüksek memleketler arası güvenlik standartlarını uyguluyoruz. Ayrıyeten, nükleer güç projelerinin finansmanı için global iş birliğinin ehemmiyetini vurgulamak istiyorum.
“ZAPORİJYA NÜKLEER SANTRALİ’NDEKİ DURUM ÖNEMLİ TELAŞ TEŞKİL ETMEKTE”
Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki durum bizim için önemli tasa teşkil etmekte. Ülkemiz ve bölgemiz Çernobil felaketini yaşamak zorunda kaldı. Bir başkasına dayanamayız. Türkiye, Zaporijya’da emsal bir felaketi önlemek için çeşitli teşebbüslerde bulunuyor. Genel Yöneticinin bu mevzudaki gayretlerini da destekliyoruz. Nükleer silahların kullanılması yahut kullanılması tehdidi kabul edilemez. Bilhassa, nükleer silahlara ait telaffuzlar, inançlı ve güç bakımından pak bir geleceğe yönelik ortak arayışımıza gölge düşürüyor. Bu açıdan şu anda en çok baskı altında olan bölge Ortadoğu.
“TÜRKİYE, BÖLGENİN NÜKLEER SİLAHSIZLANDIRILMASI ÇAĞRISINI YİNELEMEKTE”
Gazze’deki katliam sürerken, İsrailli yetkililerin nükleer silahlarla ilgili telaffuzları, yalnızca ‘pervasız’ denilerek geçiştirilemez. Hasebiyle, Türkiye, mümkün bir nükleer silah yarışını önlemek için bölgenin nükleer silahsızlandırılması davetini yinelemektedir. UAEA’nın bu gelişen nükleer güvenlik ve güvenlik görünümündeki kritik rolünü takdir ediyoruz.”