Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Lideri Hüseyin Baş, “Mehmet Şimşek çok büyük bir muvaffakiyet ortaya koydu! O muvaffakiyet da şu: Nebati’yi bile aratıyor. Doları bir liradan şu anda 33 liraya getirdiler, 33 katına çıkmış bir dolar var. 20 yılda daha büyük bir muvaffakiyet ortaya konamazdı herhalde ki Mehmet Şimşek bunu başarmış oldu” dedi.
BTP Lideri Baş, kişisel sosyal medya hesabından Türkiye gündemine ait soruları yanıtladı. Baş, şunları kaydetti:
”Mehmet Şimşek çok büyük bir muvaffakiyet ortaya koydu! O muvaffakiyet da şu: Nebati’yi bile aratıyor! Yani o denli bir iktisat düşünün ki Nurettin Nebati’yi aratan bir iktisat idaresi olsun. Mehmet Şimşek bu mevzuda çok başarılı! Enflasyon hiçbir formda durdurulamadı, döviz Mehmet Şimşek vazifesi devraldıktan sonra yüzde 100’e yakın artmış vaziyette. Mayıs seçiminden evvel 17- 18 liralarda olan dolar şuan 32- 33 liralarda, 36 lira olduğunda yüzde 100 artış olmuş oluyor. Bu, hükümet devirir, dünyanın neresinde olsa hükümet devirir lakin biz bu yüzde 100 artışları çokça gördük. 1 liradan aldıkları doları şu anda 33 liraya getirdiler, 33 katına çıkmış bir dolar var. 20 yılda daha büyük bir muvaffakiyet ortaya konamazdı herhalde ki Mehmet Şimşek bunu başarmış oldu!
”İÇLER ACISI BİR TABLO”
Bugün Cumhurbaşkanlığı Kalkınma Ofisi’nin datalarına baktığımızda Türkiye’de 2017 yılında 3 milyon yardıma muhtaç hane toplumsal yardımlardan faydalanıyormuş, bugün prestijiyle bu hane sayısı 5 milyona kadar dayanmış. Yardıma muhtaç hane sayısında yüzde 52 artış var. Toplumu adeta dilenir hale getirmiş bir iktisat idaresinden, hükümetten bahsediyoruz. Bu tablo çok içler acısı, çok makûs bir tablo.
”DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’NI A8 DE KESMEZ”
Kamuda tasarruf yapalım, ekonomimiz düzelsin diyorlar. Hoş, kamuda tasarruf yapıp ekonomiyi düzeltebilirsin fakat en son kamuda tasarruf davetini Sayın Cumhurbaşkanı yapmıştı. 2021 yılında kamuda tasarruf genelgesi yayınlayıp ‘Elimizdeki fazlalık araçları satalım’ dedi. Sonra ne oldu, kamudaki araç sayısı arttı yani bunların kamudaki tasarruf anlayışı bu. Hakikaten Sayın Diyanet İşleri Başkanı da A6 Audi marka aracını kamuda tasarruf daveti kapsamında satılığa çıkardı fakat yerine A8 aldı ki A8 de onun getir götürünü yapar yani S’den aşağısı kesmez kendisini. Münasebetiyle bunlar kıssa işler…
”SARAY DAKİKADA BİR MİNİMUM FİYAT HARCIYOR”
Kamuda tasarruf yapacaksan önemli bir tasarruf yapacaksın. Kamuda tasarruf yapacaksan Cumhurbaşkanı filosundaki 13 uçaktan tasarrufa gideceksin. Saray bugün her dakika başına bir minimum fiyat harcıyor. 24 saatte yaklaşık bin 500 dakika var, her gün bin 500 vatandaşın emeği sarayın harcamalarına kanalize edilmiş, harcanmış oluyor. Artık sen kamuda tasarrufu nerede arıyorsun? Kamuda tasarruf dediğin senin davet yapmanla yahut bir yerlerde masrafları kısıp sarayın masraflarını arttırmakla, uçak sayısını arttırmakla, yüzlerce araçlık konvoyla yapabileceğin bir tasarruf değil. Kamuda önemli bir tasarruf yapılması lazım.
”PARAYLA VATANDAŞLIK SATARSAN VİZESİZ SEYAHAT HAYAL OLUR”
Schengen bölgesinin yahut dünyanın diğer bir bölgesinin bize vizesiz seyahat imkanı tanımasını ben çok imkan dahilinde görmüyorum. Memleketler arası kaçakçıların, milletlerarası mafya başkanlarının Türkiye’de cirit attığı bir ortamda, milyonlarca sığınmacının kaçak bir halde yaşadığı bir ortamda hatta pasaportlandırıldığı bir ortamda, 400 bin dolara sokaktan geçen birine vatandaşlık sattığınız birortamda başka ülkeler sizin vatandaşınızı hür sirkülasyon hakkı çerçevesinde kendi ülkesine almaz. Bu hayali bir beklenti olur. Hasebiyle Türkiye’nin bunu çözebilmesinin tek bir yolu var, sahiden düzgün bir idare anlayışı ve bu düzgün bir idare anlayışının yanına vatandaşına paha veren, vatandaşlığını ayrıcalıklı hale getiren bir idare ortaya koyabilirsen sorunu çözebilmiş olabiliriz.
”İTİBAR VATANDAŞIN ALIM GÜCÜYLE ÖLÇÜLÜR”
Biz vatandaşın prestijini yöneticilerin prestijinde arıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı da ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyor. Bin odalı saray, onlarca uçak filosu, yüzlerce araç filosu… Lakin devletin prestiji yöneticisinin prestijiyle ölçülmüyor! Bakın dünyada prestijli devletlerin vatandaşları zengindir, alım gücü yüksektir. Vatandaşlarının güçlü olduğu devletlerin yöneticileri güçlü değildir. Bu ülkelerde vatandaş zengindir yönetici orta hallidir. Hasebiyle bu bizi itibarsızlaştırıyor. Prestijden tasarruf etmeyeceksek vatandaşın prestijini yükselteceğiz. Bu ülkede emekli maaşı 10 bin lira. 10 bin lira dediğimiz para Avrupa’da, Almanya’da çocuğu olan bir aileye çocuk yardımı olarak veriliyor. Bizde bir ay boyunca geçinin diye taban ücretliye verdiğimiz parayı Avrupa’da evsize veriyorlar. Artık vatandaşın prestiji nerede? Lakin yöneticilerimize baktığımızda itibarlarında hiçbir sorun yok.”